İki günde şip şak Roma
- Admin
- 25 Haz 2017
- 4 dakikada okunur
Roma'yla ilişkimiz bu son gidişime kadar pek de parlak değildi. Küçük, ortaçağ kasabaları beni her zaman büyük şehirlerden daha çok etkilemişti. Roma da fazlasıyla kalabalık, karışık ve yorucu gelirdi bana.
Ama bu sefer beni büyüledi, aramızı düzelttik hatta birbirimizi sevdik bile.
Kısa bir süreliğine Roma'da olmak program yapmayı çok zorlaştırıyor, bu şehri yaşamak için en az bir hafta gerekli. Ancak iki gün vakit olunca hızlıca, biraz da yüzeysel bir gezi yapabildik. Tesadüfen bulduğum bir uygulama çok işime yaradı. "visit a city" kısıtlı zamanda görmek istediğiniz şehirler için faydalı bir ücretsiz rehberlik hizmeti sunuyor. Gitmek istediğiniz şehri, kaç gün vaktiniz olduğu bilgisini giriyorsunuz. Sonra tüm haritalar, gezilecek, görülecek yerler elinizde. Hatta yakınlarıklarına göre önce nereyi görmeye başlamanız gerektiği sonrasındaki durağınız yani tüm gezi rotanız saat saat planlı şekilde harita üzerinde işaretli. Sadece navigasyonu takip etmek yeterli...
İşte kısacık zamana sıkıştırılmış muhteşem Roma için notlarım...
VATİKAN
Visit a city'nin tavsiyesiyle ilk durağımız Vakitan oldu. Vatikan'da en çok görmek istediğim yerlerden biri Sistin Şapel'iydi. Michalengelo'nun freskleri uzun zamandır hayallerimi süslüyordu. Roma'ya gidecekler için en en en en önemli tavsiye; gitmek istediğiniz müzelerin biletlerini önceden internetten almanız. Metreler süren kuyrukta saatlerce beklemeyi göze alabiliyorsanız ayrı. Ben alamadım, dolayısıyla hem Vatikan Müzesi'ne hem de Sistin Şapeli'ne uzaktan bakmakla yetindim. Ama Bernini tarafından tasarlanan St.Peter's meydanında oturmak bedava ve kuyruksuz...
Not:Papa John Paul'e, 1981 yılında bu meydanda suikast girişiminde bulunulmuş.

SANT'ANGELO KALESİ VE TİBER NEHRİ
Vatikandan 11 dakikalık yürüyüş mesafesiyle Sant'Angelo kalesine ulaşılıyor. Buraya da giriş tabii ki önceden bilet almadan imkansız. Ancak kalenin içinin pek de görülmeye değer olmadığı fazlasıyla kasvetli olduğunu okumuştum. Sant'Angelo kalesi Tiber nehrinin hemen yanında, kaleye giremesek de Tiber Nehri'nin tadını çıkartabildik.
Not: Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan uzun süre burada tutsakmış. Bir rivayete göre kalenin altından Vatikan'a gizli tünellerle bağlantı varmış.

NAVONA MEYDANI
Kaleden 14 dakikalık yürüyüşle bence Roma'nın en muhteşem meydanı olan Navona Meydanı'na ulaşılıyor. Daha önce stadyum olarak kullanılan ve geçmiş zamanlarda, Ağustos ayında hafta sonları suyla doldurularak gemi savaşları oyunlarının oynandığı meydan'ın yıldızı, Bernini'nin 4 Nehir çeşmesi. Meydan'ı çevreleyen bir çok kafe var, ancak kaldırımda oturup, gemi savaşları oyunlarını hayal etmek çok daha ekonomik...

TRASTEVERE
İlk günümüzü böylece bitirip akşam yine uzun zamandır görmek istediğim nehrin öbür kıyısındaki bambaşka bir dünya olan Trastevereye geçtik. Trastevere öyle kelimelerle çok kolay anlatılabilecek bir yer değil. Roma'nın genel dokusundan çok farklı, tatil kasabasını andıran, çok daha samimi, rengarenk bir mahalle. Sadece Trastevere'nin sokaklarında gezmek için bile bir gün ayrılabilir. Akşam yemeği için Roma'lı bir arkadaşımızın tavsiyesiyle Trattoria Il Ponentino'ya gittik. Roma'da akşam yemekleri için rezervasyon yapmadan yer bulmak zor, ancak şanslıydık. Fazla turistik olmayan bu restoran muhteşemdi.
Not: Roma mutfağından şiddetle tavsiye edilenler; Suppli, işkembe, dana kuyruğu, mevsimine göre Roma usülü enginar.
Trastevere o kadar harikaydı ki, anın büyüsüyle, fotoğraf çekmeye bile fırsat bulamadım.

PHANTEON VE AŞK ÇEŞMESİ
İkinci günü Pantheon'la açtık. Roma Tanrı'larına adanan bu tapınak, bence Roma'nın en güzel yapılarından biri, içine girmek ücretsiz. Pantheon'dan 8 dakikalık yürüyüşle Aşk Çeşmesine ulaşılıyor. Kalabalıktan çeşmenin güzelliğinin tadını çıkartmak pek mümkün değil ancak kabul etmek gerekir ki çeşme cenneti Roma'nın tabii ki en şaşalı, muhteşem noktası tam da burası. Aşk çeşmesi dünyadaki en büyük barok çeşme. Asıl ismi Trevi Çeşmesi, ancak Fellini'nin ünlü filmi "La Dolce Vita"dan sonra Aşk Çeşmesi olarak anılmaya başlanmış. Bir çok şehir efsanesi üretilmiş olsa da, gerçek şu ki; Roma'ya geri dönmek için havuza atılan bozuk paralar, çeşmenin bakımı için kullanılıyor.


İSPANYA MEYDANI
Sonraki durak İspanya Meydanı. İspanyol merdivenleri sizi tepedeki Fransız Klisesi'ne ulaştırıyor. Meydanda yine bir Bernini harikası olan Fontana dalla Barcaccia var. Çeşmenin ortasındaki ufak tekne heykeli, 1598de taşan Tiber nehrinin İspanya Meydanı'na kadar sürüklediği tekneyi temsil ediyor. Merdivenlerin hemen yanında, ünlü ingiliz şair John Keats'in yaşadığı ve hayatını kaybettiği ev var. Meydana çıkan şık sokaklar ve ünlü mağazalar da görülmeye değer.
NOT: İspanyol merdivenlerinde yemek yemek yasak.
KOLEZYUM
İspanyol merdivenlerinin hemen yanındaki metro istasyonundan Kolezyum'a ulaşmak mümkün. Tabii ki burayı da sadece dışarıdan görebildiğimi ve içeri girmek için kuyruğun ucu bucağının olmadığını eklemem gerek. Kolezyum'un içinde yaşananlar malum, belki de bu yüzden giremediğime fazla üzülmedim.
NOT: Kolezyum, dünyanın yedi harikası listesinde.

Benim gibi rögar kapaklarına meraklıysanız Roma'da SPQR yazısını hemen farkedeceksiniz. SPQR; Senatus Populusque Romanus yani Roma Senatosu ve Halkı'nı temsil ediyor, ne yazık ki Roma'yı Roma yapan köleler halktan sayılmadığı için bu kısaltmada yer almıyor. Logo, şehirde halen pek çok binada ve kamu alanında görülebilir.

İki günde hızlandırılmış Roma turu ancak bu kadar oldu. Göremediğim, tekrar görmek istediğim bir çok yer var, ama Roma'yla barıştık, yine gideceğim ziyaretine...
ÖNEMLİ NOTLAR:
- Roma'da oteller çok pahalı, Air bnb'ler ise hem harika döşenmiş İtalyan evlerinde konaklama imkanı veriyor hem de otellere göre çok daha ekonomik ve konforlu. Çok da fazla araştırmadan, Pantheon'un arka sokağında harika bir stüdyo daire için geceliğine 70 Euro ödedik. Çok daha uygunlarını bulmak mümkün.
- Yazın İtalya'da herhangi bir şehri gezecekseniz yanınızda kesinlikle güneş kremi ve şapka bulundurun, benim gibi dandik bir şapkaya servet ödemeyin.
- Yankesicilere dikkat!!!
- Otobüs ve tramvay için günlük bilet almanızı tavsiye ederim. Tek kullanımlık biletler hem daha pahalıya geliyor hem de bilet alınan makine kuyrukları fazlasıyla uzun olabiliyor.
- Roma'daki kadar bol çeşitli ve güzel hediyelik eşya az gördüm. Ancak en az 4 - 5 dükkana bakmadan almayın derim, hepsinin fiyatı birbirinden farklı.
Daha fazla fotoğraf için @beloved_italy
Comments